Tarih : 14.11.2016 - 13:55

Bu Fuar Başka

Fuar sezonunun açılışından beri İstanbul'da düzenlenen her fuara gidip, etraflıca gezdim. Gezdiklerim arasında zayıf görünümlü fuarlar da vardı, görece kalabalıktan birkaç defa gezmek zorunda kaldıklarım da. Fakat şimdiye kadar açılış gününde en çok ziyaret edilen fuarın MÜSİAD EXPO olduğunu söyleyebilirim. Elbette açılış konuşmasını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yapacak olmasının bunda büyük etkisi vardı. 

 

Fuara giriş sıkıntısı

 

Cumhurbaşkanı'nın gelecek olması sebebiyle ilk gün ziyaretçi akını olacağı düşüncesinden yola çıkarak, giriş sırası kalabalığına takılmamak için fuara öğlene doğru gitmeye karar verdim. Zira programda giriş için kayıt saati 9-10 arası gözüküyordu. Orada bulunmadığım ilk 2 saat içerisinde ne oldu bilmiyorum fakat karşılaştığım manzara, görmeyi planladığımdan çok çok farklıydı: Açılış gününde öğlen saat 12'de yaka kartı almak için kayıt sıralarında bekleyen dev bir kalabalık. Büyük çoğunluğu katılımcı.

 

Ayrı bir bankoda basın kaydımı yaptırdıktan sonra, (nedenini anlamadığım bir şekilde) katılımcı sırasına yönlendirildim. Fuar açılışı üzerinden epey zaman geçmesine rağmen katılımcıların çoğu yaka kartını almayı başaramamış. Kayıt yaptırabilen ziyaretçiler fuaye alanına alınıyor ancak içeri girse bile hollerin önü kapatılmış, katılımcılar stantlarına gelmeden kimsenin gezmesine izin verilmiyor. 

 

Haliyle katılımcılar da organizasyon hatasından dert yanıyor. Yaka kartlarının kendilerine bir gün önceden verilmiş olması gerektiğini söylüyorlar. CNR Expo'nun bu durumun farkında olduğunu ve sonraki fuarlarda önlem alacağını düşünmek istiyorum.

 

Protokol Engeli

 

Fuarın ilk günü, ziyaret için bu günü tercih edenler için kısmen eziyet niteliğindeydi. Cumhurbaşkanı'nın stant ziyaretleri dolayısıyla holler arasında zaman zaman alınan güvenlik önlemleri, fuarda gezmek isteyen ziyaretçileri ve açılış konuşmasının ardından stantlarına dönmek isteyen katılımcıları bir hayli zora soktu.

 

Aşağıda değindiğim 3. High Tech Port'un olduğu salon dışında en dolu gördüğüm salon açılış konuşmasının yapıldığı 3. holün hemen yanındaki 1. holdü. O da mecburen.

 

Neyse ki gıda firmalarının bulunduğu ve ikram yapılan bir salondu da, çıkmaya çalışanlar ile Cumhurbaşkanlığı korumaları arasında yaşanabilecek olası bir arbede engellendi. Yoksa en az 40 dakika tek çıkışı olan bir salonda kapalı kalmak kimsenin hoşnut kalacağı bir durum değil.

 

3. High Tech Port Salonu

 

Savunma sanayiinin ve havacılık sektörünün yeni teknolojilerini sergilediği özel bölüm olan 3. High Tech Port fuarın en çok ilgi gören kısmıydı. Bu bölüm için, IDEF savunma sanayii fuarının küçük bir versiyonu diyebiliriz. Hem hafta içi hem hafta sonu ziyaret ettiğim fuarda dolup taşan salon hep burasıydı. Sergi kapsamında stantlarda yer alan  tanklar, zırhlı araçlar ve çeşitli silahlar ziyaretçilerin odak noktası haline gelmişti.

 

Öyle ki aynı hol içerisinde bulunan havacılık stantları nispeten ilgi görmezken, bir önündeki stantta bulunan tank, 'birlikte' fotoğraf  çektirmek isteyen onlarca kişinin akınına uğramıştı. Özellikle 15 Temmuz'dan sonra savaş makinelerinin fuarı ziyaret eden hemen her yaştan herkesten bu kadar ilgi görmesi düşündürücü.

 

500 Bin Euro'yu Yurtdışına Kaptırdık

 

High Tech Port'u hafta sonu gezerken tank, top veya tüfek olmayan, diğerlerine nazaran gayet sade bir stantın başında bir topluluk olduğunu gördüm. Zırhlı araçlar dışında bu kadar ilgi odağı olan şey ne olabilir diye merak edip yaklaştım. Muhabbeti ortasından yakalayabildim ama genel hatlarıyla aktarayım. 

 

3 boyutlu yazıcı üreten bir firmanın yetkilisi, bir yandan ürünü anlatıyor, bir yandan da bir Türk firmasına yapacağı satışı nasıl kaçırdığından bahsediyor. Bahse konu Türk firma, yakın zamanda Almanya'dan 500 bin Euro değerinde benzer bir makine almış. "Hâlbuki" diyor katılımcı firma yetkilisi, "Bizim makinemiz de aynı kalitede ve ben bunu 500 bin TL'ye satıyorum. Yedek parçası burada, yetkili servisi burada. Her koşulda daha avantajlı." Makineyi alan firma, "Fuar 1 ay önce olsaydı sizin makinenizi alırdık" demiş. Hâliyle katılımcı üzgün.

 

Stantı ziyaret eden bir kişi de hem teselli etmeye çalışıyor hem de fikrini beyan ediyor; "Devletin kontrolünde bu tarz teknolojileri üreten yerel firmaların bulunduğu bir havuz oluşturulmalı. Satın alıcı firma öncelikle buraya yönlendirilmeli, bu havuzda aradığını bulamazsa yurt dışına yönelmeli." 

 

Haklı da. 500 bin Euro, mevcut kurla en az 1.7 milyon Türk lirası yapar. Neden yabancıya gitsin ki? 

 

Fuarların önemini burada bir kez daha anlıyoruz.

 

Celaleddin ÇAĞLAYAN