Özel Röportaj “Üç Milyar Dolarlık Pazarın Ev Sahibiyiz”

“Üç Milyar Dolarlık Pazarın Ev Sahibiyiz”

“Üç Milyar Dolarlık Pazarın Ev Sahibiyiz”

Fuar Aktüel Özel Röportaj köşemizin bu ayki konuğu Life Media Yönetim Kurulu Başkanı İrfan Tıraş oldu. 1995 yılından bu yana her yıl büyüyen fuarları, yurt içi ve yurt dışında yayınlanan dergileri ile Türkiye ve dünyada sektörel yayıncılık ve fuarcılıkta önemli bir yere sahip olan Life Media’da bu başarı nasıl sağlandı? Bu günlere gelirken neler yaşandı? Her yeni atılım için verilen kararlar nasıl alındı? Tüm bu soruların yanıtlarını ilk ağızdan dinlemek istedik. Biz, Life Media Yönetim Kurulu Başkanı İrfan Tıraş’a sorduk, İrfan Bey de tüm samimiyetiyle yanıtladı. İşte dergileri ve fuarlarıyla dünden bugüne Life Media…

 

Yıl 1995…

 

"O zamanlar Fatih’te oturuyorum ve bekarım. Haliyle bekarlık hayatının vermiş olduğu imkanlar çerçevesinde tabak çanak kullanımıyla oldukça haşır neşirdik… Evimin karşısında dikkatimi çeken bir züccaciye mağazası vardı. Bir gün mağazadan içeriye girip incelemeye başladım ve ürün çeşitliliği dikkatimi çekti. Tavadan tencereye, bardaktan melamin kaplara, çaydanlıktan her türlü mutfak eşyasına kadar pek çok ürün vardı. O yıllarda züccaciye mağazaları şimdiki gibi değildi, yüzlerce ürün tozlu raflarda karmaşık olarak satılıyordu. Mağazanın sahibiyle konuşmaya başladım. Ürünleri nasıl, nereden alıyorsunuz gibi pek çok soru yönelttim. Fakat kendisine rakip olacağımı düşündüğü için benimle konuşmak istemiyordu. Ben de dergi çıkarmayı düşündüğümü bu nedenle kendisinden bilgi almak istediğimi söyledim. Bana bu sektörün dergiye ihtiyacı olmadığını söyledi. Ben yine de yılmadan kendisine pek çok soru yöneltmeye devam ettim. Ancak ürünleri Tahtakale’den aldıklarının haricinde hiçbir soruma cevap alamıyordum."

 

Sorularımın cevaplarını öğrenmekte kararlıydım… 


"Bir arkadaşımın eşi cam tasarımı işleriyle uğraşıyordu. Kendisiyle fikirlerimi paylaştım ve onunla bu konular üzerine sohbet ettim. O dönem Aksu Tava Tencereleri çok meşhurdu. Firmanın sahipleriyle tanıştım ve defalarca buluşup sohbet ettim. Sektörün büyük firmalarından Avgen firmasının sahibini de sanayiden tanıyordum. Onunla da sohbet edip fikirlerimi paylaştım."

 

Dergi çıkarma fikri günbegün şekilleniyordu… 


"Artık kararımı vermiştim, dergi çıkacaktı! Dergiyi çıkartmak için çalışmalara başladık. Evet, firma çoktu fakat sektör karışıktı. Adres yapısı bile belli değildi. Firmaların Tahtakale’de olduğunun dışında sektöre dair en ufak bir fikrim yoktu. İlk sayıyı tam üç ayda hazırladım. Tahtakale’deki firmaları tek tek dolaşıp ithalatçıları ve imalatçıları öğrendim. Herkes nereden çıktı bu dergi diye soruyordu. İlk sayıda reklam için kimseden para almadık. Bu yoğun araştırma süreci sonunda ilk sayımızı çıkarttık ve sektöre dağıttık."

 

İlk tepkiler… 


"O zamanlar günümüzdeki gibi internet, faks ve bilgisayar gibi teknolojiler yaygın değildi. Anadolu’daki insanlarda istedikleri zaman İstanbul’a gelemiyordu. Biz dergiyi İstanbul’dan Anadolu’ya kadar yayınca çok olumlu tepkiler aldık."

  

Hangi güçlü haber grubuyla çalışıyorsun! 


"İnsanlara Züccaciye Dergisi’ni çıkartmak istiyoruz dediğimizde hangi gruptasın diye soruyordu. Çünkü o zamanlar belli grupların dergileri ön plandaydı. Aklıma bu fikrin nereden geldiğini ve arkamda kimin olduğunu öğrenmek istiyorlardı. Ben de gazeteci olduğumu ve sektörel bir dergi çıkarmaya karar verdiğimi söylüyordum."

 

Derginin ses getirdiğini o genel müdürün odasında anlamıştım… 


"Herkes kim olduğumu ve neden bu dergiyi çıkarmak istediğimi soruyordu. Hatta çok ünlü bir firmanın reklamını almak için akla karayı seçtik. O firmaya nüfus kağıdımı bile faksladım. Sonunda dergi için bir sayfa ilan alabilmiştik. Fakat o dönemler sektörü iyi bilmediğimiz için farkında olmadan ön sayfalara rakiplerinin reklamını basmışız. İlk sayıyı çıkardık ve dergiyi vermek için firmaya gittik. Reklam müdürünün yanına oturduk, dergiyi masaya koyduk. ‘Dergimiz çıktı ve görüşlerinize hazırız’ dedik. Dergiyi verdikten on dakika sonra reklam müdürü yanımıza geldi ve genel müdürün bizi toplantıya çağırdığını söyledi. Çantamızı alıp toplantı odasına çıktık. Odaya girer girmez Genel Müdür, ‘Sen bu derginin bu kadar kapsamlı çıkacağını bize söylemedin. Bundan sonra sizinle bir plan dâhilinde çalışmalıyız. Her sayıda firmamızın ürünleri, yenilikleri ve ilanlarımız yer almalı’ dedi. Dergimizin sektörde ses getirdiğini işte o zaman anladık. Aynı zamanda Anadolu’daki firmalardan da tebrik telefonları geliyordu. İlk dergiyi güzel bir sükseyle çıkardıktan sonra yapılanmamızı ve şirketimizi genişlettik. Haber, reklam ve halkla ilişkiler bölümlerimizi güçlendirerek yolumuza devam ettik."

 

Ve sıra ikinci sayıda… 


"İkinci sayımız, birinci sayımızdan iki katı kapsamlı çıktı. Derginin popülerliği günbegün artıyor ve aboneleri çoğalıyordu. İnternet ve televizyon reklamının çok fazla olmadığı dönemlerde sektördeki firmalar arasında önemli bir köprü görevi üstlenmiştik. Zaten dergiye başlarken amacımız da buydu." 

 

Biz neden fuar yapmıyorduk? 


"Üçüncü sayıya geldiğimizde sektörü iyiden iyiye tanımaya başlamıştık. Kim kiminle iş yapıyor, kimler üretici ya da kimler ithalatçı hepsini öğrenmiştik artık. O yıllarda Türkiye’de ciddi şekilde ithalat yapılıyordu. Sonra sektörle ilgili önemli fuarlar yapıldığını öğrendik. Herkes İtalya ve Almanya’daki fuarlara gidiyordu. Biz de fuarları görmek için yurt dışına gitmeye karar verdik. Üçüncü sayının içerisine İngilizce bir form ekledik. Tanıtım, haber ve röportajlar koyduk. Dergiyi bitirdikten sonra İtalya’daki fuara katıldık. Fuar o kadar büyüktü ki içerisinde kaybolduk. Ürünleri, firmaları ve sektörü tanıdık. Türkiye’den giden firmalarla çok daha yakın olduk. İtalya’dan döndükten sonra Almanya Fuarı’na da gitmeye karar verdik. Almanya Fuarı’nın birinci gününde gezip dolaştıktan sonra bir yerde oturup Türkiye’de fuar yapılmadığını ve bizim neden yapamayacağımızı düşünmeye başladım. Aklıma bu fikir geldikten hemen sonra kulis çalışmalarına başladım. Türkiye’ye döndüğümüzde fuar fikrini iyice kafamıza koymuştuk. Sektörde oluşan çevremizi Büyük Kulüp’te düzenleyeceğimiz kokteyle davet ettik. Yaklaşık 50-60 firma gelmişti. O kokteylde sektördeki kişilerle fuar fikrini paylaştık. Amacımız sektöre daha faydalı olmaktı." 

 

Yıl 1997, Züchex Fuarı'nın kapıları açıldı… 


"İlk fuarımızı Mecidiyeköy’de 2000m²'lik alanda yapmaya karar verdik. Geceli gündüzlü çalıştık ve yaklaşık 40 firmayla ilk fuarımızın kapılarını açtık. Türkiye’nin her yerinden ziyaretçi geliyordu ve büyük bir ticari yapı oluştu. Fuarı açtığımızın ikinci günü sektörün önde gelen firmalarından bir tanesi ‘İrfan Bey ikinci fuar ne zaman yapılacak? İkinci fuarda yerimizi büyütelim, burası bize yetmiyor’ dedi. Hâlbuki ben o ana kadar ikinci fuarı yapıp yapmayacağıma karar vermemiştim. Katılımcı firmadan böyle bir teklif gelince sonuç kaçınılmaz olmuştu. İkinci fuar yapılacaktı!" 

 

6 ay sonra…

 

"İkinci fuarı altı ay sonra yapmaya karar verdik. O zamanlar İtalya ve Almanya’da yılda iki defa fuar yapılıyordu. Biz de onlarla aynı yolu takip ettik. Onlardan önceye veya sonraya -sektörün sezonuna göre- iki fuarı yapılandırdık. Fuar için çok ciddi talepler gelmeye başladı. Bir taraftan dergiyle sektöre hizmet veriyorduk diğer taraftan da fuar işini geliştiriyorduk. Daha sonra Mecidiyeköy’deki yer bize yetmemeye başladı Tepebaşı TÜYAP’a geçmeye karar verdik. 2000 yılına kadar yılda iki defa fuarları devam ettirdik. Fakat talep o kadar fazlaydı ki bize daha büyük bir alan gerekiyordu artık."

 

Yabancı ziyaretçi sayısını arttırmalıydık… 


"Fuara yerli ziyaretçilerin talebi güzeldi fakat yabancı ziyaretçi konusunda aynı ilgiyi göremiyorduk. Bu duruma bir çözüm getirmeliydim. 1999 yılında yurt dışından edindiğim tüm adreslere fuar davetiyemizi gönderdik. O sene yaptığımız fuara çok fazla yabancı ziyaretçi geldi. Ancak bir yanlışlık olduğunu Lübnanlı bir ziyaretçinin yanıma gelmesiyle anladım. ‘Beni neden buraya çağırdın, ben bu ürünlerin tamamını İtalya’da ve Almanya’da görüyordum. Bu ürünleri gelip buradan almam mümkün değil. Ben buraya Türk üreticiler için geldim’ dedi. O zamanlar Türkiye’de üretici sayısı çok fazla değildi. Haklısınız deyip ziyaretçimize teşekkür ettim. O konuşmadan çok güzel bir ders aldım. Biz yurt dışına yönelik farklı bir çalışma yapmalıydık. 2000’li yıllarda fuarı Beylikdüzü’ne taşımaya karar verdik. Orada iki hol kiraladık. Üreticileri ön tarafa alıp, ithalatçıları orta planlara yerleştirdik. Bu arada da yurt dışındaki fuarlardan stant almaya başladık. Tüm fuarlardan stant alıp tanıtımımızı yapıyorduk. O yıl yeni konseptimizle fuarımızı gerçekleştirdik ve ciddi anlamda yurt dışı ziyaretçisi ağırladık. Haliyle bu başarılarımızdan sonra sektörün vizyonu değişmeye başladı. Sektörde shop açma ve showroom mantığı oluşmaya başladı. Firmalarda vitrin yapısı meydana geldi. 1995 yılında bahsettiğim o tozlu tabakların yerini artık şık bir görünüm almaya başlamıştı."

 

2001 krizi… 


"2000 yılında yurt dışından gelen ziyaretçilerle birlikte fuara ciddi bir talep oldu. Yüzde 25 civarında bir büyüme gerçekleşti. Biz tam fuarda bir hol daha açmalıyız derken 2001 krizi patlak verdi. O yıl fuar yapıp yapmama konusunda çok kararsızdık. Türkiye’deki belirsizlik ve döviz fiyatlarının artmasıyla ticaret zorlaşmaya başlamıştı. Ancak Haziran ayında fuarı yüzde 40 küçülterek açma kararı aldık. Firmaların da alanını küçülttük. Ancak yurt dışı tanıtımlarımızdan hiç taviz vermedik. Fuarın ilk günü sanki kriz olmamış gibiydi. Çünkü yabancılara bu olay cazip gelmiş ve fuar yabancı ziyaretçi akımına uğramıştı. O dönemde üretici ve ithalatçılar çok iyi iş yaptı. Şirket olarak hiçbir zaman işimizin kalitesinden ve hizmetinden taviz vermedik. Sektör için ne gerekiyorsa onu yapacağız mantığıyla hareket ettik. Sadece o yıllarda fuarı yılda bir kere yapma kararı aldık. Ta kii…"

 

İdeal Home hayatımıza girdi… 


"2003 yılında gelen talepler doğrultusunda Züchex ve İdeal Home adı altında fuarlarımızı yeniden yılda ikiye çıkarttık. Züchex, dünya çapında herkes tarafından biliniyordu. Fuarlarımız her sene yüzde 35’lik büyümeyle devam etti. Şu an son geldiğimiz noktaya baktığımızda, Züchex Türkiye’nin en büyük fuarı. Bugün 100.000m²’lik alanda ithalatçısını, imalatçısını, perakendecisini ve yabancı ziyaretçisini dünya genelinde bu işi yapanlarla buluşturan ciddi bir platform."

 

Yabancı şirketlerin dikkati çekildi… 


"Life Media, ödün vermediği kaliteli hizmet anlayışıyla bugünlere kadar geldi. Geçtiğimiz 2010 ve 2011 yıllarında yabancı şirketlerin dikkatini fazlasıyla çektik. Çeşitli ülkelerden şirketimizle iş yapmak isteyen pek çok firma geldi. Biz hepsiyle oturup konuştuk. En sonunda İngiliz firması olan Tarsus Group’la anlaşma sağladık. 2011-2012 yılının mart ayında imzaladığımız mukavele neticesinde birlikte yürümeye karar verdik. Sektör Life Media’yı çok iyi biliyor ve tanıyor. 1995’ten 2012 yılına kadar olan hizmet ağımızı bundan sonra da aynı kalite ve aynı prensip anlayışıyla devam edeceğiz."

 

1995’den bu yana züccaciye sektörü… 


"Sektöre girdiğimiz zamanla günümüz arasında çok büyük farklar olduğunu düşünüyorum. Bizim girdiğimiz zaman sade bir mağaza yapısı vardı. Şimdi ise modern mağazacılık ve kaliteli sunum vizyonu hakim sektörde. Ayrıca gelişen zincir mağazalarla birlikte Türkiye de gelişti. Bugün Avrupa ve Amerika’yla yarışabilir hale geldik. Sektöre verdiğimiz hizmetlerle ihracata da büyük katkılarımız olduğunu düşünüyorum. Türkiye’deki üreticiler kendilerini çok geliştirdi. Türkiye’deki ürün yapısı ve fiyatlandırma artık Çin’le yarışabilir duruma geldi. Yabancılar artık Türkiye’de yatırım yapma noktasına geldi. Biz de sektörle birliktelik yaparak, Türkiye’deki sanayiyi ve fuarları yurt dışına taşıma kararı aldık. Artık yolumuza daha büyük yatırımlarla devam edeceğiz…

 

Kasım 2014’ü bir yere not edin: Züchex Jakarta! 


"Bunun ilk örneğini de önümüzdeki yıl dünyanın önemli ülkelerinden biri olan Endonezya’ya Züchex’i taşıyarak gerçekleştireceğiz. 2014’ün Kasım ayında yurt dışındaki ilk fuarımızı Endonezya’da Züchex olarak yapmış olacağız. Bunu yapmaktaki amacımız, Türkiye’deki üreticileri belli bölgelere götürerek orada vizyonlarıyla, kaliteleriyle ve ürünleriyle kendilerinifarklı pazarlara sunma platformunu hazırlamak. Bugün geldiğimiz noktaya bakıldığında, hem Züccaciye, Lifeplast, Lifetech, Housewares&Gift dergilerimiz hem de yapmayı planladığımız yeni hizmetlerimizle birlikte yolumuza devam etmeye çalışacağız."