Özel Röportaj Anadolu Şehirleri, TÜYAP’la Kalkınıyor!

Anadolu Şehirleri, TÜYAP’la Kalkınıyor!

Anadolu Şehirleri, TÜYAP’la Kalkınıyor!

Fuarcılık sektörünün birbirinden önemli ve tecrübeli isimlerini misafir ettiğimiz Fuar Aktüel Özel Röportaj köşemizin bu ayki konuğu, TÜYAP Fuarcılık A.Ş. Anadolu Fuarları Genel Müdürü İlhan Ersözlü oldu. TÜYAP Anadolu fuarları çerçevesinde; Bursa, Konya, Adana Diyarbakır, İzmir ve Kayseri’de fuarlar yapıyor. Anadolu’da yılda ortalama 60 fuar organizasyonu gerçekleştirdiklerini belirten İlhan Ersözlü, hedefimiz; “İstanbul dışındaki fuar şehirlerini ön plana çıkararak şehirle birlikte o coğrafyadaki ekonomiye, üretime, istihdama ve ihracata katkı sağlamak” diyor. İlhan Ersözlü ile gerçekleştirdiğimiz röportajda, Anadolu fuarlarının yanı sıra, fuarcılığın ülkemizdeki ve dünyadaki durumunu, TÜYAP’ın yapacağı yatırımlardan, son dönemde gerçekleştirilen şirket evliliklerine kadar birçok önemli konuyu ele aldık.

 

Bildiğimiz kadarıyla TÜYAP Anadolu Fuarcılık olarak Anadolu’nun dört ayrı şehrinde fuar düzenliyorsunuz. Bu şehirlerin TÜYAP için ve fuarcılık sektörü için özel önemi nedir? Yakın gelecekte başka şehirlerde yatırımlarınız olacak mı?

 

"TÜYAP olarak İstanbul’daki merkezimiz haricinde; Bursa, Konya, Adana ve Diyarbakır’da fuar merkezlerimiz var ve buraları işletiyoruz. Girdiğimiz, işletme yaptığımız şehirlere baktığınızda, hepsi fuarcılığı destekleyen unsurların olduğu şehirler. Bir fuar şehrinin içerisinde ne olmalı? Üretim, sanayi ve tüketim olmalı… Bunun yanında nüfus ölçeğinin belli bir oranda olması da önemli. Büyük nüfuslu şehirler, sanayi ile birlikte tüketimi de yanında getiriyor. Fuar organize ettiğimiz şehrin, diğer şehirlere olan ulaşımı ve bu şehirlerle olan alışverişi bizim için önemli bir kriter. Aynı zamanda konaklama imkanları ve şehrin altyapısı da dikkat edilmesi gereken konularımız arasında yer alıyor. Bütün bunları üst üste koyduğunuzda ve bu şartları sağladığınızda başarılı organizasyonları ortaya çıkarabiliyorsunuz."

 

İSTANBUL’DAN SONRA EN ÖNEMLİ FUAR DESTİNASYON YERİ: BURSA

 

"Örneğin bir Bursa… İstanbul dışındaki ilk fuarımızı bundan 12 sene önce Bursa’da düzenledik ve Bursa, İstanbul’dan sonra en önemli fuar destinasyon yeri oldu. 2002 yılında Bursa Fuar Alanı’nı devraldığımızda Bursa’da 2 -3 tane beş yıldızlı otel vardı. Şu anda Bursa’da 10’dan fazla beş yıldızlı otel bulunuyor. Bursa, Türkiye’nin üretim ve sanayi şehri. Ne derler, Bursa büyüyorsa Türkiye büyüyor… Bursa bütün bu avantajlarının yanı sıra İstanbul’a yakınlığı da burayı bir fuar merkezi haline getiriyor."

 

ANADOLU’NUN EN BÜYÜK FUAR MERKEZİ KONYA’DA AÇILIYOR

 

"Fuar düzenlediğimiz diğer bir şehir Konya’yı ele aldığımız da; Konya, İç Anadolu’da bir KOBİ merkezi. Konya öyle bir interland içindeki; Ankara’dan, Kayseri’den, Antalya’dan, Adana’dan rahatlıkla bu şehre gelebiliyorsun. Konya aynı zamanda tek bir sektörde değil birçok sektörde üretim yapan bir şehir ve birçok dünya markasının da tedarikçisi konumunda. Mesela Ferrari’nin tedarikçilerinden bir tanesi Konya’da. Baktığınız zaman Konya’nın hızlı treni, Ankara'ya olan yakınlığı, birçok farklı alanda üretimi olması bu şehri ön plana çıkarıyor. TÜYAP olarak 2003 yılında Konya Fuar Alanı’nı işletmeye başladık. O zaman Konya’ya iki günde bir uçak inerken bugün günde 12 civarında uçak iniyor. Bunun yanında birçok 5 yıldızlı otel de hizmet veriyor. Konya’da iki salondan oluşan fuar merkezimize 4 salon daha ilave edeceğiz. İnşası devam eden bu 4 salonunun her biri 8 bin metrekareden oluşacak. Bundan önce 26 bin metrekarelik bir kapalı alana sahipken yeni yatırımımızla toplam 6 salon ve fuaye alanı ile birlikte 66 bin metrekarelik Anadolu’nun en büyük fuar merkezini 27 Mayıs’ta devreye sokacağız. Konya Fuar Alanı yaptığımız bu yatırımla İstanbul’dan sonra ikinci büyük fuar merkezi durumuna gelecek.

 

TEŞVİKLER VE ÇÖZÜM SÜRECİ DİYARBAKIR’I TİCARET ŞEHRİ YAPTI

 

"Konya’dan dönelim Diyarbakır’a… Diyarbakır’da fuar yapmaya 2009 yılında başladık ve senede 12 fuar organizasyonu gerçekleştiriyoruz. Biz Diyarbakır’da fuar düzenlemeye başlarken, üretim yok sanayi yok ne fuarı yapacaksınız diye eleştirilmiştik. Ama, Diyarbakır’a ve bu şehrin geleceğine güvendik ve inandık. Burada Kuzey Irak pazarı ve İran sınır ötesinden gelenlerin oluşturduğu büyük bir ticaret var. Geçenlerde yaptığımız Diyarbakır’daki Ağaç İşleme Makine Fuarı’nda büyü satışlar yapıldı. Siyasi istikrarın sağlanması ve bu bölgedeki çözüm sürecinin devreye girmesinin de etkileri büyük oldu ve insanlar artık ticarete kafa yormaya başladılar. Diyarbakır’da tarım ve tarıma dayalı sanayi, hayvancılık ve tekstil yatırımları artmaya başladı. Teşviklerden dolayı burada büyük yatırımlar var ve bütün bunlar ticarete ve dolayısıyla düzenlenen fuarlara olumlu yansıyor."

 

ADANA, BÖLGEYİ TOPARLAYAN BİR ÜRETİM ŞEHRİ

 

"Bursa, Konya ve Diyarbakır gibi Adana’da başarılı fuarlar gerçekleştiriyoruz. Adana’ya baktığınızda, burada da büyük bir ticaretin olduğunu görüyoruz. Adana, bölgeyi toparlayan farklı üretim merkezlerinin yapıldığı bir şehir. Bu dört tane fuar alanının dışında ayrıca İzmir’de İzfaş Fuar Alanı’nda Kitap Fuarı ve Kayseri’de de Mobilya Fuarı yapıyoruz."

 

TÜRKİYE’DE FUAR ENFLASYONU VAR

 

Anadolu’da göze çarpan fuarlara baktığımızda hedef pazarlara yakın bölgelerdeki fuarların daha başarılı olduğunu görüyoruz. Buna karşın üretimin yoğun yapıldığı bölgelerde fuar düzenlemenin aynı sonucu getirmediğini görüyoruz. Bu konu hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyiz?

 

"Baktığınızda, ülkemizde yılda 400’ün üzerinde fuar yapılıyor. Bu kadar fuar organizasyonu, dünyanın hiçbir yerinde yok. Aynı zamanda ülkemizde 180 tane fuar firması var ki, bu kadar fuar firması da bizden başka bir yerde yok. Türkiye’yi haritada göz önünde bulundurduğunuzda yedi farklı coğrafyada fuar yapmak doğru. Artık İstanbul dışında çok ciddi bir ekonomi var ve bu ekonomi sürekli büyüyor. Bu ekonomiye uygun yapılmış ve yapılacak fuarlar her zaman iş yapar. Ancak, ülkede yapılan 400 fuarın yarısı Anadolu’da yapılmamalı. Bir bölgede 40 fuar yapılacağına tüm bölgeyi toplayan ve gerçek anlamda ticaretin döndüğü 1-2 fuar çok daha sağlıklı bir gelişme olacaktır. Bunun en güzel örneği ise fuarcılığın merkezi sayılan Almanya’da… Her şehrin belli alanlarda öne çıktığı fuarlarla başarı sağlanıyor. Bizde de böyle olmalı. Önümüzdeki birkaç sene içerisinde sektördeki taşlar yerine oturduğunda ülkemizde yapılan fuar sayıları düşecek. Daha nitelikli daha kaliteli ve nish konulu organizasyonlarla Anadolu fuarları büyüyecek."

 

Bir şehirde düzenlediğiniz fuarların tamamının ulusal düzeyde etki yapmasını önemsiyor musunuz yoksa bazı fuarların sadece o bölgeye hitap etmesi sizin ve katılımcılarınız açısından yeterli oluyor mu?

 

"TÜYAP olarak Anadolu’da yaptığımız fuarları o ilin sınırları içerisinde yapmıyor, ulusal bazda organizasyonlar gerçekleştiriyoruz. Burada fuarın konusuna göre hareket etmek de gerekiyor. Bir makine, bir inşaat, bir tarım fuarı yapacaksak bunlar ulusal bazda düzenlenecek fuarlardır. Ama Diyarbakır’da bir araba fuarı veya bir kitap fuarı yapacaksak, bu ilgili şehrin halkına yönelik fuarlar olarak o şehre hitap ediyor. TÜYAP olarak yılda 100 civarında fuar yapıyoruz. Bu fuarların %40’ı İstanbul’da %60’ı ise İstanbul dışında yapılıyor. Düzenlediğimiz fuarların büyük bir kısmı, uluslararası marka olmuş fuarlardır. Burada hedefimiz, İstanbul dışındaki fuar şehirlerini ön plana çıkararak şehirle birlikte o coğrafyadaki ekonomiye, üretime, istihdama ve ihracata katkı sağlamaktır."

 

FUARLAR YAPILDIKLARI ŞEHİRLERİ KALKINDIRIYOR

 

Yerel fuarların o şehrin ekonomisine sağladığı katkıyı nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

"Yaptığım araştırmalarda, düzenlediğimiz fuarlara şehir dışından ortalama %35-38 civarı ziyaretçi geldiğini tespit ettim. Örneğin Bursa Uluslararası Fuar Merkezi’mizi ele alalım. Bursa, geçen seneyi 750-760 bin civarında total ziyaretçiyle kapattı. Yani bir yılda Bursa Fuar Merkezi’mize 250 bin civarında şehir dışından ziyaretçi gelmiş. Araştırmalarımdan elde ettiğim verilere göre, şehir dışından gelen bir ziyaretçi o şehirde 1.2 gün kalıyor ve bu zaman zarfında da 800- 900 lira para harcıyor. Toplamda o şehrin ekonomisine büyük bir rakam katılıyor. İkinci bir örnek olarak Konya’yı ele alalım. Yıl içerisinde Konya fuarlarına şehir dışından 150 bin kişi gelmiş. Bu gelen ziyaretçi ise paralı olarak geliyor. Konya’da Mevlana’yı ziyarete ise şehir dışından yılda ortalama 50 bin kişi geliyor. Sonuç ortada ve fuarların şehirlere kattığı değer kavranmaya başladı. Bir Konya şehri bunu kavradı ve fuar alanını büyüterek şehrine yatırım yaptı. Diğer yandan, Bursa Ticaret Sanayi Odası başkanı, fuarcılığa çok önem veren bir başkan ve fuarları kucaklamış, sahiplenmiş durumda. Çünkü fuarlara ne kadar çok ziyaretçi gelirse oteller o oranda doluyor. Birçok alanda alışveriş canlanıyor ve o şehir kalkınıyor. Artık Anadolu fuarları, İstanbul’un ulusal bazda yaptığı fuarları devralıyor. Bundan on sene önce İstanbul’da yapılan fuarlar ulusal fuarlardı. Şimdi İstanbul’da yapılan fuarlar uluslararası fuarlar olarak bir dünya fuarları haline geliyor İstanbul dışında yapılan fuarlarda İstanbul’un eski görevini alıp ulusal bazda fuarlar haline geliyor."

 

TÜYAP’ın Anadolu’daki başarısını neye bağlıyorsunuz?

 

"Başarılı olmamızın nedenlerinin başında insan kaynağımızın çok doğru ve düzgün seçilmesi geliyor. 35 yıllık bir mazimiz var ve buradaki insan faktörü, çalışanlarımızın kalitesi çok önemli. Yaptığımız iş ikili ilişkiler ve güvene dayalı. Ben 22 yıldır TÜYAP’tayım ve benim ilk işim, benden eskiler de var. İnsan sirkülasyonu çok düşüktür TÜYAP’ta. Siz müşteri olarak kimle muhatapsanız yıllarca o kişiyle, o sektörde, o fuarda muhatap olmaya devam edersiniz. TÜYAP Grubu’nda 650 kişi çalışıyor, bunun 150’si ise Anadolu’da görev yapıyor. Anadolu’da çalıştırdığımız personel o bölgenin, yörenin insanı. Dışarıdan taşeron firmayla çalışmayız, teknik ekibimize kadar bütün çalışanlarımız TÜYAP bünyesindedir. Buna çok dikkat ediyoruz çünkü bizim işimizde insan faktörü çok önemli ve yaptığımız iş tamamen ilişkiye dayalı. En önemlisi de; şirketimizin sahibi Bülent Ünal’ın o mütevazi ve mümtaz kimliğinin herkese yansımış olması. Biz, önce insan diyoruz ve insani ilişkilere değer veriyoruz. Çalışanlarımız da işlerine kendi işleriymiş gibi sahip çıkıyorlar. TÜYAP olarak kiracı fuarcı değil mal sahibiyiz. Bu nedenle ne söz veriyorsak o sözün arkasında sonuna kadar duruyoruz. Bu güvenle de yatırımlarımıza devam ediyoruz."

 

İSTANBUL, FUARCILIKTA DÜNYANIN ÖNEMLİ MERKEZLERİNDEN BİRİ

 

Yabancı fuar şirketlerinin ülkemizdeki fuarları peş peşe satın alması veya ortak olması ülkemiz sanayisi açısından bir avantaj mı yoksa kaynakların dışa transferi açısından endişe edilecek bir durum söz konusu mu?

 

"Batı’da düzenlenen fuarların metrekareleri ve ziyaretçi sayıları düşmeye başladı. Durum böyle olunca; Alman’ı, İtalyan’ı, Fransız’ı, İngiliz’i, kaybettikleri pazarları yeni ve büyüyen fuarlardan kazanmaya çalışıyorlar. Amerika’da ve Avrupa’da fuar yüzdeleri düşüyor. Artık yeni pazarlar, Asya Pasifik ülkeleri, özellikle Çin ve bizim bölgemize doğru kayıyor. Bu durumda yurtdışı fuar şirketleriyle satın almalar veya fuar bazında firma evlilikleri gerçekleştiriliyor. Beş sene sonra ve sonrasındaki ikinci beş senede İstanbul, fuarcılıkta dünyanın en önemli merkezlerinden biri olacak. Bunu gören Alman, İtalyan ve İngiliz fuar firmaları, ülkemizde ya satın alma yada ortaklık girişiminde bulunuyorlar. TÜYAP olarak bizim bu konuda şirket evliliği şeklinde değil de, fuar bazında yaptığımız bir çalışma var.

 

Günümüzde dünya fuar pazarı 26 milyar dolar. Bu 26 milyar dolarlık pastadan Türkiye, 450 milyon dolarlık bir pay alabiliyor. Pazardan en büyük payı ise bizimde ortaklık yaptığımız Reed Exhibition %1 ile alıyor. Şirketin yıllık cirosu ise 1.5 milyar dolar… Yine dünya pazarından pay alan ikinci büyük İngiliz firması ise, ITE. Bu iki firmanın ortak özelliği bir çivi çakılı fuar merkezlerinin olmaması. Fuar alanı sahibi değiller, sadece 4-5 günlüğüne fuar alanını kiralayıp gidiyorlar. Dünya üçüncülüğü ve dördüncülüğü ise Hannover Messe ve Messe Frankfurt ile Almanlar'da. Almanlar, İngilizler'in aksine fuar alanı sahipleri ve 400 bin metrekare alanlar gibi büyük ölçekte fuar alanlarına sahipler. Bunun yanında bir Çin gerçeği var. Dünyada yılda 30 bin fuar yapılıyorsa bunun 6 bini Çin’de düzenleniyor ve bu ülkede yeni fuar merkezleri açılmaya devam ediyor.

 

Ülkemize döndüğümüzde bölgedeki destinasyon içerisinde İstanbul’u en güvenli liman olarak görüyoruz. Dubai, Moskova, İstanbul üçgeni fuarcılıkta İstanbul’u önemli bir merkez haline getiriyor. Ekonominin, finansın, lojistiğin büyümesi, konaklama imkanlarının artması ve ucuzluğu İstanbul’un cazibesini artırıyor. Ancak, bir yabancı fuar firmasıyla evlilik yapılması, bir fuarın yabancı bir fuar firmasına satılmasının firmalarımıza ve ülkemize ne getirecek, ne kazandıracak, bunun iyi analiz edilmesi gerekiyor."