Geçtiğimiz günlerde iki güzide fuar şirketimizce düzenlenen Deri Fuarları'nın mahkemelik olması haber sitemize ve ulusal basına konu olmuştu. Uzun yıllardır yapılmakta olan "İstanbul Deri Fuarı"na "Leather Fur" isimli fuar rakip olmuş ve her ikisinin de 21 Kasım'da eş zamanlı olarak düzenleneceği duyurulmuştu.
Bu vesile ile gördük ki problem yalnızca bu fuarlar arasında değilmiş. Ocak ayında yıllardır başarı ile gerçekleşen İMOB Mobilya Fuarı da aynı akıbete uğramış. Yani büyük ihtimalle önümüzdeki 2014 Ocak ayı sonunda iki ayrı firma tarafından organize edilen ve aynı tarihlerde yapılacak olan iki ayrı mobilya fuarı göreceksiniz.
Geçtiğimiz yıl isimleri farklı fakat konuları aynı olan TATEF ve MAKTEK fuarlarında bu vahim duruma örnek teşkil eden bir gözlemim olmuştu. Her iki fuar da denk güçte görünüyordu. Bu nedenle aynı tarihlerde farklı mekanlarda yapılması sebebi ile ikisinde de stand alan firmalar olmasına rağmen ikisinden birine tercih yapan katılımcılar çoğunluktaydı. Fuar alanında dolaşırken bazı katılımcıların "Yanlış tercih yapmışım, diğer fuar daha kalabalıkmış" gibi yakınmalarına şahit olmuştum. Gelen uluslararası ziyaretçinin de kafası karışmış durumdaydı. Katılımcıları küstürmeye, yabancıları kendimize güldürmeye kimsenin hakkı olmasa gerek.
Odalar Borsalar Birliği Fuarlar Müdürlüğü tarafından ilan edilen 2014 yılı fuar takvimine bakınca durumun düşündüğümden de vahim olduğunu gördüm. Önemli sektörlerde düzenlenen yerleşik fuarların karşısına farklı organizatörler tarafından benzer isimlerde ve yine İstanbul'da düzenleneceği duyurulan yeni fuarların konulduğu görülüyor. Bundan yıllar evvel sönümlenmeye başlayan fuar rekabetinin yeniden hortladığını görmek, ne yalan söyleyeyim, beni endişelendirdi.
Şimdi bazı okuyucularımız "Bu rekabetin ne zararı var" diyebilirler. Biraz incelenirse durumun hiç de öyle olmadığı görülür. Fuarlar uluslararası organizasyonlardır ve sektörün belli başlı firmalarının katılımcı olarak bulunması önem taşımaktadır. Enerjisi ikiye bölünmüş fuarların verimliliği düşer, gücü azalır. Bu durum ziyaretçi sayısını azaltır; dolayısı ile katılımcı da fuarlara küser. Bunu, örneğin; futbol ligine benzetebilirsiniz. Ülkemizde iki ayrı birinci lig bulunsa mevcut takımlar bu liglere bölünse futbol bu kadar ilgi görebilir mi? İlgili merciler bu durumun önüne geçmeli ve aynı il ve aynı sektörde birden fazla uluslararası fuara izin vermemelidir.
Dünyada her yıl yapılan bazı fuarların iki yılda bire, iki yılda bir yapılan bazı fuarların ise dört yılda bire düşürüldüğünü görüyoruz. Çünkü teknoloji eski ivme ile büyümemekte ve ürünler kendilerini tekrar etmektedir. Farklı şeyler görmeyeceğini düşünen ziyaretçiler fuarlara her geçen gün daha az ilgi gösteriyorlar. Geçtiğimiz günlerde iyi bir fuar katılımcısı olan dostum katıldıkları fuarın her yıl yapılmasının bir lüks olduğunu ve iki yılda bir yapılmasının doğru olduğunu söylemişti. Ben de kendisine "Siz o zaman iki yılda bir katılın" demiştim. Buna cevap olarak salondaki prestijli yerini kaybetmemek için kerhen katıldığını söyleyince çok şaşırmıştım.
Hal böyle iken, "Yılda bir düzenlenmesi bile tartışmalı olan fuarları çifter çifter yapmak acaba rekabet midir yoksa fuarcılığımızın geleceğini sabote eden bir faktör müdür?" Bunu iyi düşünmeliyiz.
Saim Bozdemir'in Diğer Yazıları