Tarih : 19.02.2019 - 14:37

Ev ve Mutfak Eşyasının Moda Merkezi: Ambiente

1949 yılından bu yana Frankfurt’ta 70 yıldır aralıksız düzenlenen ev eşyaları fuarı AMBIENTE’yi bu yıl 3 gün boyunca inceleme fırsatı buldum. Toplam 22 salonda tüm dünyadan 4451, ülkemizden ise 169 katılımcı sektörü temsil etti. Türkiye olarak toplam katılımcı sayısının yüzde 4'üne tekabül eden katılımcı oranı ile hemen her salonda yerimizi aldık. Bu katılımcılarımız arasında Kütahya Porselen, Paşabahçe, Arzum ve Aryıldız gibi dünya çapında tanınan firmalarımız olduğu gibi, Anadolu aslanları olarak tanımladığımız Konya, Kayseri, Kahramanmaraş gibi vilayetlerimizde üretim yapan pek çok sanayicimiz bulunuyordu.

 

Ambiente fuarını ülkemizde yapılan Züchex fuarının karşılığı gibi düşünebilirsiniz. Fuar, ev eşyaları alanında dünyanın tüm inovatif gücünü 5 günlüğüne birkaç dönüm arazide görme imkanı veriyor. Üç tam günde fuar gezisini tamamlamak hedefi ile yola çıkmıştım. Hızlı bir gezi olmasına rağmen hedefime ulaşmakta zorlandım. Bu yolda neredeyse tüm görüşmelerimi ayak üstü gerçekleştirdim ve elime tutuşturulan kahveyi bile koridorlarda içmek zorunda kaldım. Fuarın büyüklüğünü buradan anlayabilirsiniz sanıyorum.

 

Peki bir fuar nasıl böylesine güçlü olabilir? Bu soruyu aslında bir fuar ülkesi olan Almanya’da her fuar için sorabilirsiniz. Cevapları basit ancak hayata geçirmek güçlü bir irade, disiplin ve çalışma gerektiriyor. Öncelikle bu fuarın 1949 yılından bu yana düzenlendiğini söylemiştik. Yani neredeyse Almanya’nın yerle bir olduğu ikinci dünya savaşı yıllarının sonuna denk geliyor. Bu tespitle birlikte fuarın hep aynı tarihlerde ve mekanda yapıldığını söylersek istikrarın önemi ortaya çıkar. Hiçbir zaman Frankfurt Messe başka bir mekana taşınmamış. Sürekli olduğu yerde yeni binalar ile büyütülmüş. Bu büyütme işlemi binaları birbirine bağlayan kesintisiz köprülerle dış mekana çıkmadan yapılabilmiş. Aslında salonlar arasındaki mesafeyi uzatıyor gibi görünse de belleğin dinlenmesi açısından bu köprülerin faydalı olduğunu düşündüm.

 

Frankfurt’ta tüm düzen katılımcı ve ziyaretçilere odaklı olarak kurulmuş. Dünyanın önemli finans ve ekonomi merkezlerinden biri olan İstanbul’un fuarcılık vizyonu buna benzer olmalı. Fuar ziyaretçisi ve katılımcılar fuar dışında fazla yorulmamalı. Ulaşım, konaklama başta olmak üzere tüm aktiviteler fuar insanlarının konforu ve rahat hareket edebilmesine odaklı olmalı. Bu maksatla mevcut fuar alanlarının çevresi başta olmak üzere, sosyal donatı ve ulaşım imkanları gözden geçirilmeli. En hızlı gelişen sektörümüz inşaat olduğuna göre bunu yapmak çok zor olmasa gerek.

 

Fakat ben bu konuda bir yol haritamız olduğunu sanmıyorum. İstanbul Avrupa yakasına yapılması düşünülen fuar alanı ile ilgili irade 5 yılda beş defa değişti. Önce CNR'nin yıkılıp yerine yenisi yapılacağı ile ilgili proje duvardan inmeden yeni havalimanı yanına bir kompleks yapılacağı söylendi. Bana göre yanlış olan ve fuar insanlarını İstanbul turizminden uzaklaştıracak bu proje fazla konuşulmadan bu kez eski havalimanının fuar alanına dönüştürüleceği açıklandı. İlk başta mekanın merkezi bir konumda olması ve ulaşım sorununun olmadığı bir bölge olması açısından olumlu görünsede terminal olarak inşa edilen bir binanın modern bir fuar alanına nasıl dönüştürüleceği soru işareti olarak duruyor maalesef. İnşallah bir zamanlar tır dorsesi iken şimdilerde Dürüm Kebap lokantasına dönüşen araçlar gibi uyumsuz bir görüntü ile karşılaşmayız.

 

AMBIENTE 2019'un katılımcı izlenimlerine dönecek olursak bu sene dünyada ve bilhassa Avrupa'daki ekonomik yavaşlamanın fuarda güçlü biçimde hissedildiği yaygın bir tespit. Çin ve Amerika arasında bitmeyen ve bitecek gibi de görünmeyen ticaret savaşları başta olmak üzere jeopolitik gündem ticari aktiviteyi olumsuz etkilemeye devam ediyor. Tüm dünyanın birbirine Frankfurt Messe salonları gibi köprülerle bağlı olduğunu düşünürsek bir bölgedeki ısı değişimi tüm dünyayı gücü nisbetinde etkiliyor. Etkilemeyecek bile olsa insanoğlu her olumlu ve olumsuz haberi belleğinde fiyatlıyor ve dünyada ekonomik gündem bu ortak psikoloji ile şekilleniyor.

 

Saim BOZDEMİR

Genel Yayın Yönetmeni

Saim Bozdemir'in Diğer Yazıları