Dünya Gazetesi yazarı Sadi Özdemir,fuarcılık sektörünü konu alan yazısında günümüz fuarcılığının net bir fotoğrafını çekmiş. Söz konusu yazıyı aynen aşağıda yayınlıyoruz;
Reel ekonomiyle ilgilenenler fuarcılığın sanayi, ticaret ve turizm için çok stratejik bir sektör olduğunu bilir. Öyle ki dünyanın en büyük fuarcıları, aynı zamanda dünyanın en büyük sanayi ve ticaret ülkeleri olan ABD, Almanya ve Çin’dir. Üretip satacaksan fuarcı da olacaksın. Fuarcılık ayrıca turizm gelirlerini de hızla artıran daha yüksek çarpan etkisine sahip ve birçok ülke için stratejik sektör konumunda. 1980’lerden beri her şeye rağmen sanayileşen ve ihracatını başarıyla artıran Türkiye bu sektörde büyüme potansiyelini koruyor. Sektörün genel kanaati uzun zamandan beri Avrupa’da gerileyen fuarcılığın Türkiye’de hızla büyüyeceği ve batı ile doğu arasında Çin’e kadar en önemli fuar ülkesinin Türkiye olacağı yönündeydi. Peki, COVID-19 Salgını (pandemi) bu perspektifi nasıl etkilemiş olabilir?
Dünyada ve Türkiye’de sektörün durumu
Küresel Fuar Endüstrisi Birliği’ne (UFI) göre pandemi öncesi dünya genelinde düzenlenen 32 bin fuarda 4,5 milyon firma stant açtı ve o stantlarda 300 milyondan fazla ziyaretçi ağırlandı. Fuarcılığın küresel yıllık sektör cirosu 2019’da 137 milyar dolardı. Bütün bu fuarlar yaklaşık 3,2 milyon kişiye istihdam sağlarken, 350 milyar dolarlık iş hacmine de (ticarete) yol açtı. Ancak, fuarcılık, pandemiden en olumsuz etkilenen sektörlerden biri oldu. Şimdi her şey yeniden başlıyor. Avrupa’nın Çin’den tedarikte yaşadığı sorunlar, navlun fiyatlarındaki astronomik fiyatlamalar, Türkiye’nin önemini yeniden artırdı. Bu, fuarcılık sektörümüz için de çok büyük fırsatlar getirecek. Ülkemizde, bir yılda düzenlenen fuar sayısı pandemi öncesinde 500’e çok yaklaşmıştı. 2022 için 358 fuara izin verildi. Türkiye halen fuar alanı büyüklüğünde, yüzde 1,7’lik pay ile dünyada 11’inci sırada ve muhtemelen yakın gelecekte yeni fuar alanları da eklenecek. Pandemi şartları bu sektörde içeride de taşları yerinden oynattı. Yeşilköy’deki Türkiye’nin en önemli fuar alanının yönetimi pandemi sürecinde 2020 yılında, İFM Fuarcılık A.Ş.’ye (İstanbul Ticaret Odası’na) geçti. Sektörde fuar alanı hakimiyetinden kaynaklanan İstanbul ve Anadolu’daki oligopol yapıdan şikayetçi olan fuar düzenleyici şirketler, bu gelişmeden şimdilik çok memnun görünüyor. Yeni dönemde, daha uygun fiyatlarla, haksız rekabete maruz kalmadan fuarcılık yapabileceklerine inanıyorlar. Uluslararası Fuar Yapımcıları Derneği (UFYD) üyesi 5 fuarcı iş insanı (Zübeyde Kavraz, Selçuk Çetin Feraye Gürel, Musa İmdat ve Ümit Vural) Bifaş’ı (Birleşik Fuar Yapım A.Ş) kurdu. Hepsinin kendi şirketleri ve yıllardır düzenledikleri büyük fuarları var ama yeni şirketle farklı konularda 5 yeni fuar başlatıyorlar.
Büyürüz ama yeniden organize olmalıyız
UFYD Yönetim Kurulu Üyesi de olan BİFAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Vural, Türkiye’nin, yıllık fuarcılık cirosunun yaklaşık 250 milyon dolar olduğunu belirtiyor, bunun çok kısa sürede iki katına çıkabileceğine inanıyor ve şöyle konuşuyor: “Pandemi, sanayide Türkiye’nin Avrupa için önemini çok öne çıkardı. Üretimi daha çok desteklememiz gerekiyor. Bu, fuarcılık için de çok önemli. Ancak fuarcılık için yeniden organize olmalıyız. Önümüzde başka engeller var. Biz fuar alanı sahiplerinin fuarcılık yapmasına karşıyız. Bu haksız rekabete neden olabiliyor. Bize gereken hizmeti sağlasınlar, fuarları biz yaparız. Fuar alanlarında küçük fuar şirketlerine de yer açılmalı ki sektöre yeni oyuncular girsin ve büyüsün. Sektör örgütlerinin fuarlara destekleri de elbette önemli. Ancak bazı dernek ya da birlikler, rekabeti engelleyici kararlarla üyelerine ‘şu fuara katılma’ şeklinde baskı uygulayabiliyor. Bizce bu da rekabet açısından çok sıkıntılıdır. Fuar merkezlerine hava limanından ve şehir içinden toplu taşıma ulaşımı da en önemli konulardan biri ve büyük sorunlar yaşıyoruz. Çözümü için kamuya önemli görevler düşüyor” diyor.
Ümit Vural, fuarcılık sektörüne verilen yurt içi ya da yurt dışı teşvik ve desteklerin de sektörün görüşleri alınarak yeniden düzenlenmesini öneriyor. “Senegal’deki fuar için verilen destek Kahramanmaraş’taki fuar için neden verilmez, kendi fuarlarımızın büyümesini ve uluslararası olmasını sağlamak daha önemli değil mi” diye soruyor. Bence en önemli mesajı ise şöyle: “Avrupa’daki büyük fuarlarla rekabet edecek güçlü fuarlar düzenlemeye başladığımızdan beri şirketlerimizi fuarlarımızla birlikte yabancı sermaye satın alıyor. Şu anda yüzde 80’imiz yabancı olmuş durumda. Avrupalı fuar şirketleri çok güçlüler ve Türkiye’den rakip istemiyorlar. Düşünün bir Alman fuar şirketinin cirosu 740 milyon Euro ama Türkiye’nin fuarcılık sektörü toplam cirosu 250 milyon dolar. Bizim bu sürece karşı direnmemiz mümkün mü? Güçlenmemiz ülkemiz adına da çok önemli, bu konuda neler yapılabilir tartışalım.”
Yeni fuar alanı Anadolu yakasına yapılsın
BİFAŞ ortaklarından Feraye Gürel ise en son İstanbul Havalimanı yakınında inşa edileceği söylenen yeni fuar alanı konusunda farklı düşünüyor. “Bence Avrupa yakasında yeni bir fuar alanına ihtiyaç yok. Zaten iki tane büyük fuar alanı var. Yenisi yapılacaksa Anadolu yakasında Sabiha Gökçen Hava Limanı’na yakın bir yere yapılmalı. Kocaeli, Sakarya, Bursa ve daha birçok ilimiz için çok önemli katkı sağlar” diyor. Gürel, bu yıl düzenleyecekleri yeni fuarların ise Solar İstanbul (Güneş Enerjisi ve depolama teknolojileri), Marentech Expo (Deniz üstü enerji teknolojileri), İBİA Expo (Yatak yan sanayileri), Karavan Show Eurasia, Tiny Home Show ve Yes Expo (Yenilikçi, sürdürülebilir gıda) olacağını belirtiyor.Kaynak:Dünya
Diğer Haberler