Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Nükleer Enerji ve Uluslararası Projeler Genel Müdürü İbrahim Halil Dere, Türkiye'nin nükleer enerji santrali inşa eden ülkelerden biri olduğunu belirterek, "Türkiye 2018 itibarıyla uluslararası literatürde nükleer enerji anlamında 'nükleer kulüp' olarak tarif edilen listeye girmiştir. Ülkemiz bu yoldaki çalışmalarına kararlı ve ısrarlı bir şekilde devam edecektir." dedi.
Dere, 3. Nükleer Santraller Fuarı ve 7. Nükleer Santraller Zirvesi'nin açılışında yaptığı konuşmada, nükleer enerjinin küresel iklim değişikliğiyle mücadele başta olmak üzere birçok açıdan dünya için öncelikli ve avantajlı bir enerji türü olduğunu ifade ederek, birincil enerji kaynakları bakımından büyük ölçüde ithalata dayalı bir ülke olan Türkiye için enerji arz güvenliğinin sağlanması bakımından nükleer enerjinin vazgeçilmez olduğunu söyledi.
Nükleer enerjinin Türkiye için milli bir hedef haline geldiğini vurgulayan Dere, "Nükleer enerjiye geçmek için bazı altyapı unsurlarının yerine getirilmiş olması gerekiyor. Bu nedenle biz Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (IAEA) belirlediği altyapı unsurları bakımından çalışmalarımıza hızla devam ediyoruz. Hukuki altyapı, sanayi altyapısı, insan kaynakları altyapısı ve toplumun nükleer enerjiye karşı olan tutumu gibi temel parametreler bakımından IAEA'nın belirlediği bu gerekliliklere uygun olarak çalışmalarımıza devam ediyoruz." diye konuştu.
Dere, "Türkiye artık nükleer enerji santrali inşa etmekte olan bir ülkedir. Dolayısıyla, Türkiye 2018 itibarıyla uluslararası literatürde nükleer enerji anlamında 'nükleer kulüp' olarak tarif edilen bu listeye girmiştir. Ülkemiz bu yoldaki çalışmalarına kararlı ve ısrarlı bir şekilde devam edecektir." dedi.
Nükleer enerjinin ekonomik, endüstriyel ve teknolojik katkıları
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir de uzun bir süredir nükleer enerjiyle yakından ilgilendiklerini belirterek, "NÜKSAK Nükleer Sanayi Kümelenmesi ile sürdürdüğümüz çalışmalar sayesinde sanayicimizin tüm ihtiyaçlarına cevap vermek üzere oluşturduğumuz ulusal ve uluslararası iş ağımızı her yıl daha da geliştiriyoruz." diye konuştu.
Özdebir, Türk sanayisine, nükleer sektöre hizmet edebilecek kabiliyetleri kazandırabilmek için çalıştıklarına değinerek, "Nükleer sektöre özel mühendislik ve malzeme teknolojilerinin geliştirilmesi ve imalatçı onayı süreçlerinde NÜKSAK projesinde yer alan sanayicilere önemli destekler sunabiliyoruz." ifadesini kullandı.
Nükleer enerjinin Türk sanayisinin üretim kabiliyetine ve teknoloji seviyesine katkı sağlayabilecek en önemli unsurlardan biri olduğunu dile getiren Özdebir, "Burada geliştirilecek olan kapasite sadece nükleer alanda değil, katma değeri yüksek diğer sanayi kollarında da kullanılabilecektir. Nükleer enerjinin, arz güvenliğinin yanı sıra, ekonomik, endüstriyel ve teknolojik olarak ülkemize birçok fayda sağlayacağına yürekten inanıyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Özdebir, Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) ile kazanılacak tecrübenin, Türkiye'de ve uzun vadede dünyadaki diğer nükleer santral projelerinde Türk sanayisinin tedarikçi olmasına zemin hazırlayacağını da söyledi.
"Akkuyu NGS bir amiral gemisi"
Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu (Rosatom) Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölge Direktörü Aleksandr Voronkov, sürdürülebilir ekonomik kalkınmada temiz, karbonsuz ve sürdürülebilir enerji kaynaklarına sahip olmanın önemini aktararak, bu kalkınma içerisinde nükleer enerjinin değerinin yeterince anlaşılamadığını vurguladı.
Voronkov, düşük karbon geçişinin nasıl olacağına her ülkenin kendisinin karar vermesi gerektiğine dikkati çekerek, "Türkiye nükleer enerji programına Rus nükleer teknolojisini tercih ederek başlama kararı aldı. Akkuyu NGS projesi, Türk nükleer endüstrisi için bir amiral gemisi niteliğinde. Bu da beni, Rosatom ve bu yıl 75'inci yılını kutlayan Rus nükleer enerji endüstrisi adına gururlandırıyor." ifadelerini kullandı.Kaynak:Timeturk
Diğer Haberler